Aile yılı, bir sosyokültürel proje, bir ideolojik aygıt
Selam Dostlar!
Aile yılı eylem planını kısa bir gözden geçirdikten sonra "aile yılı"nı sadece bir söylem değil sosyokültürel bir proje ve bir ideolojik aygıt olarak ele alarak gözlemlerimi sizle paylaşmak istedim.
Önce logoyu bi' tık büyütelim
Aile yılı için hazırlanmış bir ana logo ve eylem planın farklı bölümlerinde kullanılmak üzere hazırlanmış logo varyasyonları var. Sadece logolar bile aslında bir "makbul aile" tanımı anlatmaya yetiyor. İstisnasız hepsinde bir anne bir baba ve üç çocuk yer almakta, "en az üç çocuk" idealinin devam ettiğini görmekteyiz. yani tek ebeveynli aileler, çocuksuz aileler, geniş aileler "aile" tanımının dışında bırakılıyor. Belki size aşırı analiz veya hüsnükuruntu gibi gelebilir ama dikkatimi çeken başka bir detay ise ana logoda kullanılan bayrak motifinin Türkiye Cumhuriyeti bayrağından ziyade Pakistan, Cezayir, Moritanya, Tunus bayraklarına benziyor oluşu. Muhafazakarlığı temsil etmesi için kasıtlı bir tercih yapılmış olabilir.
Lokomotif kurumlardan biri Diyanet İşleri Başkanlığı
Aile yılı kapsamında gerçekleştirilmesi düşünülen faaliyetlerin 22 tanesinde Diyanet İşleri Başkanlığı sorumlu veya ilgili kuruluş olarak seçilmiş. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yürüteceği veya görev alacağı bazı faaliyetler;
- Cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitimleri
- Evlilik öncesi eğitim içeriklerinin belirlenmesi
- Küresel cinsiyetsizleştirme projeleri ile mücadele konusunda standartların belirlenmesi
- Bağımlılıkla mücadele hususunda çeşitli faaliyetler
- Gençlere milli bilinç aşılanmasına yönelik faaliyetler
- Ailelere yönelik dini rehberlik çalışmaları
- Vaaz ve hutbelerin aile yılı perspektifinden düzenlenmesi
- yabancı uyruklu ailelerin uyum süreç eğitimleri
- "aile arabuluculuğu" sistemi
- Medya okuryazarlığı, iklim okuryazarlığı vs. eğitimleri
Ne kadar çok ceza ve yayın durdurma o kadar iyi performans
RTÜK'ün sorumlu veya ilgili kurum olarak gösterildiği faaliyetlerin bir kısmı aile ile seyretmeye uygun içerikler, belgeseller, çeşitli farkındalık programları hazırlanması üzerine. Bazı faaliyetlerde bu içeriklerin hazırlanmasında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da görevli olduğunu görüyoruz. RTÜK'ün başka bir performans kriteri ise uyguladığı yaptırımlar. Medya kuruluşlarının yayınlarına verilecek cezaların (ceza yerine "müeyyide" kelimesi kullanılmış anladığım kadarıyla bir İslam hukuku terimi) düzenleyici-denetleyici çalışmaların, yayın durdurmaların ve ikame program yayınlarının sayısı bir performans göstergesi olarak belirlenmiş.
Üniversitelerin de aile yılı
Üniversiteler de yaklaşık 40 faaliyette rol oynayacak. Bunların başında yüksek boşanma ve düşük doğum hızı sebeplerinin incelenmesi, ailenin korunması için çeşitli endekslerin belirlenmesi, çok çeşitli alanlarda farkındalık eğitimleri, seminer ve panellerin düzenlenmesi gibi faaliyetler var. Ancak benim ilgilimi çeken başlık "Aile yapısının ve değerlerinin korunması, güçlendirilmesi ve ailenin sosyal refahının artırılmasına yönelik kapsamlı araştırma faaliyetleri yürütmek ve politika önerileri oluşturmak üzere Aile Enstitüsü kurulacaktır." oldu. Önümüzdeki zamanlarda bahsi geçen Enstitü ve diğer kamu kurumları tarafından sağlanacak çeşitli teşvikler vasıtasıyla anti-feminist, anti-LGBTQ+ ve pro-aile konseptini benimseyen akademik çalışmalar görmemiz mümkün.
Kadına şiddet yok, çocuğa şiddet yok, aileye şiddet var
Konuya yabancı olanlar için söyle bir açıklama yapayım. Aile içi şiddet kavramı feministler tarafından ilk başta sadece kocanın karısına uyguladığı şiddeti ifade etmek için oluşturulmuş bir kavramdı ancak sonraları bu kavramın içine aile içinde yaşanan diğer şiddet türlerinin de dahil edilmesinin daha doğru olduğu görüldü (ayrıntılı bilgi için: Bell Hooks - Feminizm Herkes İçindir). Günümüzde ise aile içinde kocanın karısına uyguladığı şiddeti tarif etmek için "partner şiddeti" veya "evlilik içi şiddet" kavramlarını kullanıyoruz. "Buna mı takıldın yahu ayırmasak ne olurdu?" Ayırmak zorundayız çünkü evlilik içinde kadına uygulanan şiddet, erkeğe uygulanan şiddet, kız çocuğa uygulanan şiddet ve erkek çocuğa uygulanan şiddet türlerinin sosyokültürel arka planları ve dinamikleri bambaşka olabilmektedir. Bunların hepsini aynı torbanın içine attığımızda sorunları analiz etme ve çözüm üretme becerisinden mahrum kalıyoruz.
Peki 6284?
Bu kanunun politik ve kamusal tartışmalara ve ayrışmalara sebep olduğunun farkındayım. Siz de ister beğenin ister beğenmeyin ancak hala yürürlükte olan bu kanun ve kanun kapsamında kurulmuş olan ŞÖNİM'ler (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) aile yılı kapsamında bir aktör olarak görülmemektedir. Bu eylem planını hazırlayan Aile Bakanlığı kendisine bağlı kurum ve kuruluşları planın dışında bırakmıştır.
Son olarak... aile yılı bir ideolojik aygıt mı?
Devletin ideolojik aygıtları yani DİA'lar... bu kavrama Sezgin Tüzün'ün bir yazısında rastladım ve duruma "cuk" diye oturduğunu düşünüyorum. Yazıdan direkt aktarıyorum:
"iktidarını devleti elinde tutarak yönetme şansını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan sınıf veya zümrelerin, iktidarlarını ellerinde tutabilmek için kullanacakları en önemli aygıtlardan biri olarak ideoloji, Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) şeklinde karşımıza çıkıyor. Dinden eğitim-öğretime, aileden hukuka, siyasetten iş ve çalışma örgütlerine, kitle iletişim araçlarında, sanatsal-kültürel etkinlik ve benzerlerine uzanan DİA’lar, ideolojileriyle olamasa da, baskı aracı olma yönleriyle işlevsel kılınmaları yoluyla iktidarın korunmasında (iktidarın elde tutulabilmesinde) anlam kazanıyor. "